Yabancı Bir Dil Öğrenimeyi Kolaylaştırmak

İlk yazıda bahsettiğimden tamamen farklı olmasa da farklı bir konuyla devam ediyorum, sıralı bir içerik olmayacak zaten. Son beş altı aydır yeni bir dil öğrenmeye çalıştığım için, bugün yatmadan da biraz tekrar yapacağım için konumuz yabancı bir dil öğrenmeyi kolaylaştırmak. Zorunluluktan ya da keyfi olarak dil öğreniyor olabilirsiniz. Dil öğrenmeyi ilginç bulduğunuz için öğreniyor olabilirsiniz. Merak ettiğiniz bir dili öğrenmek istiyor olabilirsiniz. Bir dile ilgiyi yaratan nedir bilmiyorum, bunun bir genellemesi olamayacağını ise çok iyi biliyorum. Kendi adıma konuşarak devam etmem gerekecek çünkü bu yazı ne bir yabancı dil öğrenme ve öğretme ustasının ne de bildiği dillere muhteşem seviyede hakim bir insanın yazısı.

Benim Türkçe dışında öğrendiğim ilk dil İngilizce oldu; çok küçük yaşta öğrenmeye başladım. Okuyup yazmakta, anlamakta en iyi olduğum dil (Türkçe dışında) İngilizce. Şu yaşımda hala devam etmekte olan "okul" hayatımda öğrenmek zorunda olduğum dil sayısı ise toplam iki. Az mı çok mu bilemiyorum. Hangi dili ne seviyede biliyorum, her birini nasıl öğrendim, bunlardan bahsedersem kendimden çok bahsetmiş olurum ama sadece deneyimlerimden yola çıkarak yol gösterici olmasını umduğum basit bir yazı yazmak istiyorum, o detaylara gerek yok. 

Bu iki dili zorunluluktan öğrenilenler arasına dahil edip etmemekte kararsız kaldım, sanırım zorunluluklarım farklı dönemlerde farklı ihtiyaçlara göre şekillenmiş ki başka dillere de atlamışım. Ama şu kesin, en azından okumaya şu yaşımda da devam edebilmek için İngilizce ile aramda bir problem olmaması gerekiyordu. Diğer dili öğrenemezsem de liseyi bitiremezdim, bu kadar basit. 

Yeteri kadar açıklama yaptığıma göre kolaylık sağlar belki kısmına geçebilirim, sormak istediğiniz bir şey olursa yorum olarak sorun, cevaplarım bilebileceğim bir şey ise. Geçelim:

  • Bir dili öğrenebilmek için benim en büyük motivasyonlarımdan biri merak diyebilirim. İngilizce de buna dahildi, sonrasında öğrenmeye çalıştığım, öğrenmek için çırpındığım diller için de bunu söyleyebilirim. Asla kullanmadığım liseden kalma dili merak edemeyecek kadar sevmediğim ve bir daha görmek istemediğim için DİLİ UNUTTUM. Bazen bir yaş seviyesinde anlayabiliyorum herhalde, karşıma çıkmasın diye kısa süren çalışma hayatımda da dil bilgime sadece İngilizce yazdım. Her an çeviri paslanma ihtimali olabilirdi çünkü.... Ne diyim.
  • Bu merak, bir dile merak değil aslında. Bir kitabı çevrilmeden okuyabilme şansı, hiç çevrilmeyecek bir kitabı okuyabilme şansı, bir kitaba ulaşabilme şansı gibi şans sayısı daha yüksek oluyor. Hala İzlanda dilini anlayamadığım için işte bana bir üzüntü kaynağı.
  • Dile ne kadar maruz kaldığımız. Hiç duymadığımız bir dili öğrenmek çok zor olsa gerek. Sadece yazarak ve okuyarak öğrenmek nereye kadar gider bilmiyorum. Bir dil karşıma ne kadar çıkıyorsa o kadar rahat bir öğrenme süreci oluyor. Bunu doktoraya başladıktan sonra daha iyi anladım, doktora tez konum kafamda netleşmeye başladıkça iki dili daha öğrenmem gerektiğine yavaş yavaş ikna oldum. Bahsettiğim değişken zorunluluklara bir örnek oldu bu ayrıca.
  • Bu maruz kalma ve aşinalık, öğrenirken en basitinden kelimeleri tanımanıza, kelimeleri seçmenize yardımcı oluyor. Farklı bir alfabeye sahip diller için bunu özellikle vurgulamak lazım. Bu maruz kalma ve aşinalığı artırmak için artık internetin varlığını da avantaja bir kez daha çevirmekte fayda var; hangi dil ise o dildeki haberleri takip etmek. Okumaya ve yazmaya çalışmak, çevirmeye çalışmak.
  • Bu da benim dili "neden" öğrenmek istediğimin cevabını veriyor, böylece sınırımı biliyorum. Mesela asla x dilde akıcı yazamayacağım belki ama bir makaleyi okuduğumda, bir kaynağa ulaştığımda onu anlayabileceğim. Belki bu kötü bir öneridir, ama her dili neden öğrenmek istediğime göre kafamda bir yol haritası beliriyor.

  • Ben kursa gitmedim ya da özel ders almadım. Çok zor geliyor bunlar bana. Okul dışında bir yerden dil öğrenmedim. Hangi dili öğrenmek istiyorsam biraz araştırıp hangi kitabın daha faydalı olabileceğine bakıyorum, dilbilgisi, sık kullanılan kelimeler, basit alıştırmalar vb derken elimde çok fazla kaynak birikiyor. 
  • Zaman geçtikçe çeviri alıştırmaları olan kaynaklar, okuma-anlama alıştırmaları olan kitaplara sıra geliyor.
  • Bir de ilgili dili sıkça dinlemek faydalı oluyor. Televizyonda bile seçenek çok; internet ile uçsuz bucaksız. İlginizi çeken bir konudaki podcast'lerden tutun ya da ulaşılabilir radyo tiyatrolarına, tartışma programlarına, sevdiğiniz bir konudaki blog'a kadar her şeyden faydalanabilirsiniz.
  • Blog demişken; kitap bloglarını takip etmek de zevkli oluyor. Ağır olmayan bir dilde kitap yorumlarının o dilde yazılmış olduğu blog'lardan bahsediyorum. 
  • Biraz ilerledikten sonra benim yöntemim sevdiğim yazarların bazı kitaplarını hangi dili çalışıyorsam o dilde okumaya çalışmak. Elbette yerlerde sürünen seviyede anlıyorum ancak hiç yoktan iyidir. 
  • Dizi izlemeyi tavsiye ederim, öğrenmeye çalıştığınız dilde konuşulan ve aynı dilde alt yazısı olan şeyleri izleyin. En pratik yol bu bence izleyip öğrenirken.
  • Akıl verir gibi blog yazısı yazdığım için özür dilerim.

Comments

Popular Posts